17 Mart 2012 Cumartesi

Rüzgar saçlı bir Rüya !

İlk kez duyduğum bir şarkıyı dinliyor kulaklarım şu an. Bu yazı onun rüzgarına göre yönetilecek. İyi bir yazar olma sevdalısı hiç değilim. Hiç değil. Ah şu keman sesleri. Yoo,  akordeon sesi şu an ki ... Bak gene tüylerimin şaha kalkma sırası. Beynime gizlenen örümcekler çıkıp, kafamın içine norolojik olarakda hissedeceğim bir kıpırtı, bir uyuşma veriyor..Ağzımın kenarlarına kolanın şekeri yapışmış. Yaladıkça dudaklarım buruşuyor.
Az önce bir şiir okudum. Çok susamış olmalıyım 'iyi' sıfatlı bir şiire... Nefesimin durduğunu hissettim. Defalarca nefesimin normal seyrine dönmesi için masamda duran şeker tadını ağzıma yapıştırıp, dudaklarımı buruşturan koladan içtim.. Kalktım .. İki buçuk tur atıp yerime oturdum. Tekrar yudumladım siyah içeceği..

Çok eski bir hayalin içine girdim. Çok eski bir rüyayı gördüm şiirde..

-Çok saçları uzamış, çok ıslak, çok güzel, çok sıcak, çok terli bir kadınla göz göze geldim.. Bana esir kalmış bir nefesin sesini duydum.. Bir araba yolculuğunun ön sağ koltuğundaki yerimi aldım... Bir benzinliğe girip ağladım. Bir acının kalbine oturdum. Bir aşk'a elveda dedim. Bir sızıya daha merhaba...Saçlarımı avuçladım. Sonra kopardım elime gelenleri. Sonra bir kısmını ördüm.. Bir kısmını yaktım.
Aynadaki sessiz yüzüme bir alyans geçirdim.
Aynadaki kadının fotoğrafını çektim.
Aynadakinin kalbine gönderdim..
  Sımsıkı giyinip güneşlenmeye çıktım. Çırılçıplak soyunup kar-da yüzdüm... Sonra bir battaniye, bir yorgan, bir yastık.. Yüzümün kirini kapatmaya çalışıp kendimi boğdum.. Ağzımdan lavlar geldi.. Hiç kanamayı beceremedim çünkü... Gözlerime sürme sürüp mezarımı kazdım. Bir bir solucanlarımı seçtim. Saçlarımı okşasınlar diye... Sonra devirdim sandalyemi.... Kimseyi istemedim. Kimseyi kırık dallarıma yaklaştırmadım... Sonsuzluğa kestim biletimi...


   Şiir'le çok eski bir rüyanın içinde böyle çırpındım. Bir sancıyı böyle anımsadım. Kurutulmuş bir düşü böyle suladım bu gece...
Bu satırları yazarken akerdeon sesli şarkıyı defalarca dinledim. Bitti ve başa sardım. Bitti ve başa sardım. Bitti ve başa sardım... Bitti ve gidiyorum...


3 yorum:

  1. O şiiri merak ettim desem..? Bu arada ben turuncu yeni bir blog ama aynı hayat.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seni özlemiştim. Varlığın sen olduğunu tahmin ettim. İyi ki geldin..
      Şiir şu ;

      ADSIZ MABETTE UYKUSUZ ÖLÜMLER

      En akl-ı seliminden en zırdelisine kadar
      Uyutmalı idi koynumuzda yılanları

      Haydi

      Vatana ihanetten yargılanıp birer birer
      Müzmin bir intiharı kutlayalım şimdi
      Koltuk altlarımda sübyan çığlıkları
      Dipçiklerimde paçoz bir tebessüm
      Halvethanemde putlar
      Doğum günün kutlu olsun ölüm
      Doğum günün kutlu olsun.


      Zulmün mabedinde hırsım saray burma
      Ve bileklerin yerin yedi kat altında
      Cilveleşir ruhumla
      Zayi olmuş eriklerden
      Kayısılardan maada
      Göğsünde hüsranı avutan çürük bir kavundan başka nedir dünya


      Heba olmuş direklerden teller ötesine
      Öyle açık saçık güller sunuyorum ki sana
      Baldırlarıma kadar masumsun.


      Hani

      Ana sütüyle yunmuş ağızlardan
      Kana kana içilen badeler hatrına
      Bir baltaya baş olmaklığımız tutar diye
      Beyaza boyar ay karanlık yüzünü
      Ya


      İşte

      Menfur bir işgaldir aslında
      Yüzümün kasılma nöbetleri
      İspirtolu dişlerin dumanist felsefesine inat
      Narsist bir kıvrım çekiyorum alt dudağında
      Tütün çekiyor beni
      Şiir çekiyorum
      Ve açlıktan nefret ediyorum


      Soframıza uzanınca tanklar
      Uzanınca yastığımıza
      Üçler
      Yediler
      Kırklar
      Bizi ancak uykular paklar



      :ğzhnyvz

      Sil
    2. teşekkür ederim..senide yeniden okumak güzel.
      Ayrıca şiir de anlattığın kadar varmış ve evet 'bizi ancak uyku paklar'
      İyi geceler...

      Sil