13 Kasım 2010 Cumartesi

Düştüğüm kuyu... Derin kuytu...

Okuma onları.....
Okursan canın yanar yoksa kül olursun...Vucuduna batan ucuna iplik geçirilimiş iğneyi çıkartamazsın kalbinin en kanlı yerinden. Ayakların uyuşuncada kaçamazsın.. Derin yaralar bırakır ve şizofreni aşklara yelken açarsın.
Dün gece çok ağlarsın sonra.

Ve yarın kirpiğin yanağına düşmüştü.

Bugün ölümsüzlük bir bardak şerbetin içinde sunulmuş kana kana içememiştin.
Kanamıştı çünkü sol yanın. Parmakların ve uyuşan ayaklarından kaçıyordun.
Yine yakalanıyordun beyazperdedeki siyah gölgelere.
Ve gülümsetiyordu yeşil ağaçlar,herşeye inanan insanlar,minik serçe kuşları ve çizgi filmlerdeki aslan avı...
Kimse susamamıştı o gece... Çünkü herkes sadece susmuştu.
Deneme yanılma yöntemiydi hayat.
Kuytuda üşüyorduk biz. Sırtımıza bir şal bile atan olmamıştı.
Bir gece rüya görmüştüm. Rüyanın kesiklerini ben örmüştüm...
Hala düştüğüm kuyuda lambamı arıyorum...
Cin çıkıp dileklerimi gerçekleştirecek biliyorum....
Çünkü ben Ezelden beri Yasemin'ini arayan Alaaddin'im...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder