22 Mayıs 2011 Pazar

2 Aşk kadınının iç çekişmeli konuşmaları....

-Başka hayattan seçtik kalbimizin yaralarını.... Bu yüzden yaralarımıza yabancılaştık... Bu yüzden yabancıları sevdik biz hep....!!!!! (f)


-İki tarafta birbirinin yarasını biliyor. İki tarafta da birbirinin yarasına iyi gelecek bir şey yok. Herkes durmadan birbirinin yarasını azdırıyor. Ama acı bize en tanıdık şey olduğu için bunu sevmek sanıyoruz. Birbirimizin kabuklarını kaldıra kaldıra, kanata kanata tanışıyoruz, sevişiyoruz... (e)


-Ah biz kabuk tutmuş yaraları beslemeyi severdik gece yarıları .... Gözyaşları ile sulayarak....(f)


-Biz yaralara tuz basmayı da severdik,biz acıyı inatla müdafaa ederdik,sanık sandalyelerinde...(e)


-Darağacına giden o yolda adımlarımız aynı ve dimdik atardı seninle.... (f)


- Ve tüm günahlarımıza intihar süsü verirdik seninle... (e)


-Ve biz bileklerimizi keserek intihar etmeyi bir asalet saymıştık yeryüzünde.... Kan kırmızısında yüzmek.... Dökülen kanı ölmüş sevgiliye armağan etmek vardı düşlerimizde.... (f)


-Deli kanım fışkırıyordu damarlarımdan,en siyah ve en asi halimle gelmiştim ayakuçlarına,seni gözlerinin içinden öpüp gidecektim,gidemedim!. Ve deli kanım dondu damarlarımda,dökülmeden,armağan edemeden,son düşü göremeden...(e)


-Son düşü göremeden.... uyuduk 100 yıl..... uyuduk, uyuyoruz.... Sonsuza dek, asla öpüşülmeyecek bir prensin ardından.... (f)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder