26 Ekim 2010 Salı

Aşk bizi terk etmedi..

Biz bu dünyaya üç harfin mahrecini çıkarmaya geldik..

Ayın Kaf = Aşk

Aşk…

“Sen” tahtına kim oturmuşsa onun adıydı.

Ödenilen bedellerin ismiydi.

“Şunu yaptım. Bunu yaptım” dedikçe kanayan yanımızın acısıydı.

En kaygan yanından yürümekti kalbin düştükçe vazgeçmemek her düşüşte bir daha yenilenmekti.

Yüreği çatlatan en derin nefesti.

Sukutun sesiydi o.



Aşk

İçimizin en garip telaşıydı.

Tanıdık bir isimdi

Kişiler adedince yaşanmışlık taşıyan ama bilindikçe unutulan yanımızdı.

Sonu hüzünlü biten masalların en zalim kahramanı iken aynı anda en acınan taraftı.

Torbasında tek isimle gelen bir ömür o ismi tekrarlatandı.

Klasikleşmiş bir şiir gibi her an yenilenen yenilendikçe çoğalandı.

Hayatın nefes almaktan ibaret olmadığını öğretirken bir gözleri ahuya zebun edendi.

Bütün “sen”li anları toplatıp “işte hayat bu” dedirtendi.



Aşk

En mahrem yerden çizilip en utangaç yanımızdan sınıyordu.

Bencilliği unutup “sen” vadilerinde koşturuyor

Ertesiz bırakıp dünlere prangalıyordu.

Tüm mevsimleri değiştirip; zemheride yaz yazda karakışa dönüyordu.

Şikâyet ettikçe de acıtıp gülün dikeni oluyordu.

Her geceye bir isim kazıyor her sabaha o ismin kırıklarını seriyordu.



Aşk

Yalnızlığın peçesini açıyor acılarla yüz göz ediyordu.

Dile kadar gelip yutkunulan kırgınlıkların tadı oluyor

Yürekte kekremsi bir tad bırakıyordu.

Bu halinden hiç şikâyet etmiyor hüzünlendikçe bileniyordu.

Yani “Ben”li anları un ufak edip başımızdan aşağı serpiyordu.



Aşk

Üç harf tek hece iken

Bir ömre bedel olacak kadar derindi.

Bir şey için her şeyin feda edildiğini duyduğumuzdan beri vazgeçişlerin adıydı.

Bir damla gözyaşında tufanlar saklayandı.

O kadar güçlü bir o kadar masumdu.

Kimi zaman hoyrat bir rüzgâr oluyor; kızdıkça yıkıp hüzünlerde susuyordu.

Kimini mecnun edip çöllere düşürüyor

Kimini boğup deryada yitiriyor

Kimini zindanlara itip kendini bitiriyordu.



Aşk

Sonsuz sevgi vaad ediyor her başlangıcı bitişe gebe kılıyordu.

Korkunun ikiz kardeşi olup; hiç güvendirmiyordu.

Ruhumu üşütüp

Kalbimden bihaber eyliyordu.

Dilime sıkı düğümler atıp

Sözü namluya sürüp en ben yanıma nişan alıyordu.



Aşk

Aslını kimse bilmiyordu.

Yazıldıkça yazılıyor söylendikçe gizleniyordu.

Hesapsız harcamaya gelmişti zamanı kimseden müsaade almıyordu.

Deli bir tay gibi dizginlendikçe dikleniyordu.

Yürek evinin kapısını zorluyor kimi zaman açık unutuyordu

Binlerce küçük ayrıntıyı keşfettiriyor tüm geç kalmışlıkları kanatıyordu.



Aşk

Gitmek ve kalmak arasında sıkıştırıyor

Hep bulmamak için aratıyordu.

Sefersiz gemilerden bilet alıyor

Uykusuz banklarına yaslanıyordu.

Hiç ummadığımız anda geliyor umduğumuz anda gitmiyordu.

Zira umduğumuz an hiç olmuyordu.

Ve öğretiyordu

Aşk: Keşkesiz kaldıkça yaşanıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder